TOBB Türkiye Sektörel İktisat Şurası toplandı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Sektörel İktisat Şurası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, ilgili bakanlık temsilcileri ile dal meclisi liderlerinin iştirakiyle TOBB Lideri M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun mesken sahipliğinde toplandı.​

Şuranın açılışında konuşan TOBB Lideri M. Rifat Hisarcıklıoğlu, gerçek bölüm firmalarının krediye erişimde büyük bir zorluk yaşadıklarını belirterek, “Büyümenin rahmeti, her kısma yansısın istiyorsak, KOBİ’lerimize dayanak vermeli, uygun finansman imkanlarına ulaşmalarını sağlamalıyız.” dedi.

Hisarcıklıoğlu, Şura’nın kamu ile özel kesimi bir ortaya getiren, problemlerin ve tekliflerin direkt icra makamına iletebildiği çok kıymetli bir platform olduğunu söyledi.

Önceki şuralarda lisana getirdikleri pek çok sorunun, geçmişte tahlile kavuşmuş olmasının çok kıymetli, çok değerli ve memnuniyet verici olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Şimdi gündeme getireceğimiz mevzulara da, geçmişte olduğu üzere, tahlil getireceğinize inanıyoruz. Esasen bizler için en kıymetlisi, bugünkü üzere, devletimizi yanımızda görmek. İktisatta elbette birtakım meşakkatler yaşıyoruz. Ancak enseyi karartmıyor, çabadan vazgeçmiyoruz.” diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, iktisat idaresinde deneyimli isimlerin iş başında olmasının kendilerine moral verdiğini, daima birlikte ekonomiyi daha sağlam temellere kavuşturacaklarına inandıklarını söz etti.

Bugün açıklanan büyüme verisinin de geleceğe dönük umutları artırdığını lisana getiren Hisarcıkıoğlu, “Küresel ekonomilerdeki sakinliğe ve asrın zelzele felaketine karşın, Türkiye iktisadı güçlü seyreden iç tüketimi sayesinde yılın son çeyreğinde de büyümesini sürdürmüş ve 2023 yılını yüzde 4,5 büyüme ile tamamlamıştır.” sözünü kullandı.

“VERGİ SİSTEMİNİ YENİ BAŞTAN TASARLAMALIYIZ”

Hisarcıklıoğlu, dal meclisleri liderlerinin en çok talep edilen hususları topladıklarını ve tahlil teklifleri hazırladıklarını belirterek, kelam konusu teklifleri şöyle sıraladı:

“Reel bölüm firmalarımız krediye erişimde büyük bir zorluk yaşıyor. Büyümenin rahmeti, her kısma yansısın istiyorsak, Kobilerimize takviye vermeli, uygun finansman imkanlarına ulaşmalarını sağlamalıyız. İkincisi, her geçen sene daha da karmaşık hale gelen, yatırım ve üretim yapmayı zorlaştıran vergi sistemini yeni baştan tasarlamalıyız. Üçüncüsü, OECD endeksinde, İskandinav ülkeleri dahil en katı işgücü piyasası bizde. Bundan da herkes mustarip. Patronlarımız daha fazla istihdam sağlayabilecek. Mevzuatımız adeta bunu caydırır bir halde. Vatandaşlarımızın da daha fazla iş imkanına ulaşmalarına, daha çok kazanmalarına mahzur çıkarıyor. İstihdamı cezalandıran değil, ödüllendiren bir yaklaşımla çalışma hayatına bakılmalı. Dördüncü olarak, yatırım müsaade süreçleri çok karmaşık. Üstelik yatırım sürecinde başına ne gelecek, hangi mevzuat değişiklikleriyle, hangi farklı bürokratik yaklaşımlarla karşılaşacak, yatırımcılarımız bunları bilmiyor, öngöremiyor. Bu da yatımların istediğimiz süratte artmasını engelliyor. Bu nedenle, yatırım müsaadeleri ve devlet teşviklerinin tek noktadan takibi ve uyumunu sağlanmalı. Beşincisi de yatırımların önünü açabilmek üzere yatırım yeri meselesini çözmeliyiz.”

“İÇ ANADOLU-DOĞU AKDENİZ KUŞAĞINDA YENİ BİR SANAYİ HAVZASI PLANLANMALI”

Sanayi yatırımlarının ülkenin yüzölçümü içindeki hisselerine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Almanya’da yüzde 4, İtalya’da yüzde 2,8, OECD ortalaması bile yüzde 2,4. Bizde ise yalnızca binde 3. Endüstrimiz, global rekabette ayakta kalabilmek için, dünyadaki rakiplerinin onda biri kadar bir alanda faaliyet gösteriyor. Sanayi topraklarının artırılasına ait bir master plan hazırlanmalı ve arsa alımıyla bina inşaatına ait finansman tahlilleri geliştirilmeli. Böylelikle sanayicimiz kısıtlı sermayesini daha verimli alanlarda yatırım yaparak kıymetlendirmeli. Tekrar bu kapsamda İç Anadolu-Doğu Akdeniz neslinde yeni bir sanayi havzası planlanmalı.”

“BAKANLARIMIZIN İCRACI VE REFORMCU İŞ YAPMA ŞEKLİNE GÜVENİYORUZ”

Hisarcıklıoğlu, geçen yıl “asrın felaketi” olarak kabul edilen çok büyük bir sarsıntı yaşandığını anımsatarak, “Yeni sanayi havzasıyla, bir taraftan Marmara’daki riski azaltabilir, tıpkı vakitte da yüksek teknolojili ve daha büyük katma bedelli yatırımlar için Marmara’da alan açabiliriz.” diye konuştu.

İş dünyası olarak her şeyden evvel öngörülebilirlik istediklerinin, geleceğe dair yol haritası beklediklerinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, kelamlarını şöyle tamamladı:

“İş planları yapmak ve itimat içinde ilerlemek üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcı’mız Sayın Cevdet Yılmaz’ın liderliğinde hazırlanan Orta Vadeli Program’ın da pek değerli olduğunu düşünüyoruz. Sağ olsun kendisi de istişareye ve ortak akla her vakit ehemmiyet veren biri olarak, bu bahis da dahil, her vakit bizlerle bir ortaya geldi, görüş ve tekliflerimizi aldı.

Biz; koşmaya, çalışmaya, üretmeye hazırız. Allah’ın müsaadesiyle tüm problemleri aşacak, yola devam edeceğiz. Ülkemizi daha güçlü, daha güçlü, daha müreffeh yapmak için üretmeyi, emek vermeyi sürdüreceğiz.”

“SEKTÖR TEMSİLCİLERİNİN LİSANA GETİRECEĞİ KONULAR SON DERECE ÖNEMLİ”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da Şura’nın açılışında yaptığı konuşmada, ilgili bakanlıkların ve özel kesim temsilcilerinin bulunduğu Yatırım Ortamını Uygunlaştırma Uyum Şurasında (YOİKK) 57 unsurluk bir hareket planı hazırladıklarını ve yarın deklare etmeyi planladıklarını bildirdi.

TOBB çatısı altında iş dünyasının nabzını tuttukları tüm buluşmaları, ekonomik yapıyı paydaşlarla birlikte güçlendirmek için bir fırsat olarak gördüklerini belirten Yılmaz, TOBB’u Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 yıldır benimsediği perspektif doğrultusunda, iktisat ve ticarete ait ıslahatların mutfağı olarak gördüklerini söz etti.

Yılmaz, 2024-2026 devrini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) ile 2024-2028 devrini kapsayan 12’nci Kalkınma Planı başta olmak üzere yol haritalarını iş dünyasının temsilcileriyle fikir birliği içinde hazırlayıp hayata geçirdiklerini bildirdi.

Yapısal ıslahat gündemlerini de iş dünyası temsilcilerinden gelen geri dönüş ve beklentiler tarafında şekillendirdiklerini anlatan Yılmaz, Türkiye’nin dört bir köşesinde üretimi, istihdamı, yatırımı, ihracatı üstlenen kesim temsilcilerinin lisana getireceği konuların kendileri için son derece değerli ve kıymetli olduğunu lisana getirdi.

Yılmaz, her vakit dal temsilcilerinin yanlarında olduklarını belirterek, “Ülkemizin iktisat ve finans alanındaki kazanımlarını arttırmaya ve Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla geleceğe itimatla bakmaya kararlıyız. Yüzyıllık bir Cumhuriyet birikimiyle, ülkemizi çok daha ileri noktalara kamusuyla, özeliyle daima birlikte taşıyacağız.” dedi.

“SEKTÖRLERİN ÖNÜNÜ DAHA NET GÖREBİLECEĞİ SİYASETLERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”

Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının devam eden tesirleriyle global büyümedeki zayıf seyrin sürdüğünü belirten Yılmaz, jeopolitik risklerin, fiyatların oynaklığını ve riskleri arttırdığını söyledi

Geçtiğimiz ay yayınlanan Dünya Bankası Global Ekonomik Beklentiler Raporu’nda global büyüme beklentisinin 2024 yılı için değiştirilmeyerek yüzde 2,4, 2025 için 0,3 puan düşürülerek yüzde 2,7 olarak açıklandığına vurgu yapan Yılmaz, “Böyle bir global iklimde geçtiğimiz yıldan bu yana ekonomimizde meçhullüğü azaltıcı, tüm kesimlerin önünü daha net görebileceği siyasetleri hayata geçiriyoruz. Enflasyonla çaba, mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerimizin güçlendirilmesi için çalışıyoruz” dedi.

Ekonomide birçok bilginin ulusal gelire oranla tabir edildiğini lisana getiren Yılmaz, “Milli gelirimiz ortaya çıktığına nazaran artık kimi bilgilerimizi ona nazaran revize etmiş durumdayız. Birinci yaptığımız hesaplamalara nazaran, son çıkan sayı üzerinden konuşursak 1,1 trilyon doları aşan bir ulusal gelirimiz var. Tarihimizde birinci kez 1 trilyon dolar düzeyini geçtik ve 1,1 trilyon dolar düzeyini de aşmış olduk. Böylelikle nominal olarak dünyada 17’nci büyük iktisat pozisyonumuzu pekiştirmiş olduk. Ayrıyeten satın alma gücünde 11’inci pozisyonumuz olağan devam ediyor. Oransal baktığımızda cari açık bizim için kritik bir hadise. Geçen yılın ortalarında 60 milyar dolarlara kadar çıkmıştı cari açığımız. Yıl sonunda 45 milyar dolar düzeylerine kadar geriledi. Cari açığın ulusal gelire oranının yüzde 4 oranında düştüğünü görüyoruz. Bu tam olarak Orta Vadeli Program’da da yaptığımız iddiaydı. Bu iddianın tuttuğunu görüyoruz.” diye konuştu.

Şura, açılış konuşmalarından sonra basına kapalı devam etti